ZAMANI İŞARETLEYENLER
Barış İlhan - 13.3.2011, Radikal 2
Yılbaşında 2011’e yönelik yorumumuzda “Pluto mevcut kurumları, düzenleri değiştiriyor, Uranüs yanına Jüpiter’i de alarak özgürlük çığlıkları atmaya başladı... Kısıtlayıcı yapılar ve görüşler yıkılacak, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik prensibi yaşanmaya başlanacak, muhtaç durumda olanlar desteklenecek, özveri ve merhamet egemen olacak. Veya bunlar için mücadele edilecek. Tabii bunun bir de öteki yüzü var. Kısıtlayıcı yapılar daha da katılaşacak, isyan başlayacak, insanlar bölünecek ve karmaşa, anarşi yaşanacak.” demiştik.
Uranüs, Neptün ve Pluton’un bulunmasından önce Jüpiter ve Satürn “Zamanı İşaretleyenler” olarak bilinirdi. Bu kavram İslam Astrologları tarafından 8.-11. yüz yıllar arasında oluşturulmuştur. Her ikisi de toplumsal gezegenlerdir ve bunların gökyüzünde yanyana gelmeleri, yani kavuşumları dünyada yeni bir sayfanın açılmakta olduğuna işaret ederler. Büyük Kavuşumları, yani aynı burçta ve derecede biraraya gelmeleri arasında yaklaşık 800 yıl vardır ve bu kavuşum büyük bir döngüyü gösterir. Bunun dışında daha kısa süreli kavuşum döngüleri yaşanır. Bunun en basiti 20 yıl sonra bir başka burçta yanyana gelmeleridir. Yaklaşık her 10 yılda bir de hasat zamanı denebilecek bir karşıtlık yaşanır.
Jüpiter ve Satürn son olarak 2000 yılında toprak elementinden Boğa burcunda kavuşum yapmışlardı. Boğa yeryüzünü, parayı, yeryüzünün kaynaklarını simgeler. O günden bu yana yaşanan ekonomik krizler aşikar. Yeryüzünün durumu da depremler, seller, küresel ısınma ile ortada. Ancak o kadar net görülmeyebilecek bir döngüyü özetlememe izin verin. 2000 yılındaki kavuşumdan sonra 11 Eylül yaşandı, Amerika Afganistan’a saldırdı, Irak’ı işgal etti. Yeryüzünün kaynaklarının paylaşımı terörle savaş olarak lanse edildi. Ve geldiğimiz noktada bütün petrol kaynakları isyan altında. 2000’de başlayan döngünün hasat zamanı şimdi yaşanıyor, Şimdi Satürn ve Jüpiter karşı karşıya geliyorlar ve kaynaklar açısından bugüne kadar izlenen yolun yol olmadığı anlaşılıyor.
İsyanların başlayacağını biliyorduk, ancak niye Tunus’tan başladığının ve Mısır’a, Libya’ya sıçradığının astrolojik delillerini ararsak şöyle bir tabloyla karşılaşırız. Tunus Fransızlardan bağımsızlığına 20 Mart 1956’da kavuşmuştur. O gün İlkbahar Ekinoksundan, yani 0 derece Koç’tan hemen öncedir. Ve Tunus’ta isyan 2011’de Jüpiter 0 derece Koç’a geçmek üzereyken, yani hemen önceyken o noktayı tetiklediğinde başlamıştır. Uranüs halen o noktada bulunmaktadır. İsyanların ateşleyici gücü olan Tunus kaynamaya devam etmektedir.
Mısır’ın doğum haritasına baktığımızda Mısır’ın Güneş’inin Aralık ayında bir Ay Tutulması ile tetiklendiğini görürüz. Hani popüler bir astroloğun öngörüleri ile hepimizi korkuttuğu Ay Tutulması var ya, işte o tutulma Mısır’ın vakti gelen değişimini tetikledi. Sonra Jüpiter’in Koç’a girişiyle hazır zemin alev aldı. Bu dalga Libya’ya biraz geç ulaştı, çünkü Jüpiter’in Koç burcunda biraz ilerleyerek Libya’nın doğum haritasındaki Jüpiter’inin üzerine gelmesi gerekiyordu. Orayı tetikleyince alev aldı.
Mısır ile Libya’nın astrolojik bir ortaklığı var. İkisinin de doğum haritalarında Satürn Terazi burcunda. Şimdi gökyüzündeki Satürn Terazi’de ilerliyor. Terazi burcu hakkı, adaleti simgelediği için Satürn hakların eşit dağılımı konusunda adım atılmasını dayatır. Eşitsizliklerde ciddi sorunlar ve kopuşlar yaşanır. Bu yüzüyle Satürn “büyük uğursuz”dur, ancak bu nitelik aynı zamanda def edilmesi gereken şeyi def edebilme gücünü de gösterir.
Dedik ki Mısır ve Libya’nın Satürn’leri Terazi burcunda bulunuyor. Doğum haritalarında Satürn Terazi’de bulunan başka hangi ülkeler var derseniz, cevap şaşırtıcı: Türkiye ve Amerika. Bu dört ülke de şimdi Satürn döngülerini yaşıyorlar. Yapıları ve yönetimi simgeleyen Satürn’ün güneş etrafındaki 29 yıllık turunu bitirerek başlangıç noktasına dönmesine Satürn Döngüsü denir. Artık yapısal anlamda bir dönem kapanır, yeni bir dönem başlar. Bundan önceki döngüler 1980-82, 1950-53 yıllarında yaşanmıştı.
Kısaca örneklersek, Mısır 1953 yılında kurulmuş, Mübarek 1981’de iktidara gelmişti. Şimdiki döngüde de devrildi. Türkiye’de ise 1950’lerde çok partili düzene geçilmiş, 1980’lerde askeri darbe yaşanmış, partiler kapanmış ve Özal devri başlamıştı. Şimdi de bir seçim yaşanacak. Kürt açılımı, Alevi açılımı gibi konular cabası. Önümüzdeki seçimin döngüsel önemi aşikardır. Yeni bir iktidar yapısı başlamak üzeredir. Önümüzdeki 29-30 yıl bu başlangıcın tohumları ile yeşerecektir. Günümüzdeki Satürn döngüsü Kasım 2011-Ağustos-2012 arasında gerçekleşecektir. Satürn Türkiye’nin haritasında derin devleti, yeraltını, ulusal borcu, dini, yasaları, üniversiteleri ve ölümü temsil eden alanları yönetmektedir.
Amerika’nın haritasındaki Satürn’ün astrolojik hattı Türkiye, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Gazze, Lübnan, Ürdün, İsrail ve Suudi Arabistan’ı tarayarak geçmektedir. Bu hat, iktidarının buralara kadar uzanmasını açıklamaktadır. Amerika’nın haritasında Satürn para, kaynaklar ve medya evlerini yönetmektedir. Dolayısıyla buralarda olanlar Amerika’yı ekonomik açıdan direkt etkilemektedir ve buradaki gücünü özellikle medya kanalıyla sağlamaktadır. Günümüzdeki Satürn döngüsünde bu güç değişmek zorundadır. İlerideki yılların astrolojik hareketlerine bakarsak, bu gücün yeniden inşası için çok uğraşması gerekecektir.
Türkiye’de “zamanı işaretleyenler”in “büyük kavuşumu” açısından bir başka durum dikkat çekiyor. Satürn ve Jüpiter’in büyük kavuşumunun 800 yılda bir yaşandığını düşünürsek, şimdi içinde bulunduğumuz, 2000 yılında başlayan kavuşumun sekiz yüz yıl öncesi 1206 yılına denk geliyor. 1206’da Osmanlı Devletinin manevi kurucusu Şeyh Edebali doğmuştur. Sekiz yüz yıl sonra, 2000 yılındaki kavuşumun ardından AKP iktidara gelmiştir. Sembolik olarak Osmanlı’nın yeni bir döngüsü yaşanmaktadır. 1206’dan 2000 yılına kadar Satürn ve Jüpiter Boğa’da sadece bir tane kavuşum yapmıştır ve o yıl Atatürk’ün doğduğu yıldır: 1881. Yani Osmanlı’nın tarihine sadece 1881 yılı müdahale edebilmiştir.