top of page

ANA TANRIÇANIN Ä°TÄ°BARI

Barış Ä°lhan – 6.5.2015, Yüzdeon Mecmua

​

 

 

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

 

 

Astrolojide kadınlar iki gezegenle temsil edilirler: Ay ve Venüs. Venüs en yalın haliyle genç kadındır, Ay ise anne, olgun ve yaÅŸlı kadın. Bu ikisi de Türkiye’nin doÄŸum haritasında zarar gördükleri, güçlerini yitirdikleri yerlerde duruyorlar.

 

Venüs zarar gördüÄŸü Akrep burcunda yer almış. Zararda olan gezegen dermansız ve güvensiz olarak düÅŸünülür. Bu, kaynakları fazla olmayan, dostça olmayan yabancı bir ikametgahta yaÅŸamak gibidir. Venüs Türkiye’nin doÄŸum haritasında eÄŸlenceyi, flörtü ve seksi temsil eden 5. evde bulunuyor. Aslında Venüs burada rahat eder, ancak güçsüz durduÄŸu için, biz Türkiye’de genç kızları iyi bir durumda göremiyoruz. Daha ziyade seks objesi konumundalar.

 

Anneyi, olgun kadını simgeleyen Ay ise Türkiye’nin doÄŸum haritasında sıkıntıları, köleleri, hastane ve hapishaneleri temsil eden 12. evinde kilit altında görünüyor. Eh zaten biz de kadınları ya tarlada ya fabrikada köle gibi çalışırken, veya hastanede sırasını beklerken görüyoruz.  Kendileri için evden, iÅŸten kaçabildikleri yerler oluyor hastaneler. Tabii bir de hapishane ziyaretleri var anaların !!

 

Bu tabloya göre kadınların durumu pek parlak deÄŸil. Peki nasıl oldu da Ana Tanrıçanın topraklarında kadınlar bu hale düÅŸtü?

 

Aslında her ÅŸey ana tanrıçanın yerini erkek tanrıya bırakmak zorunda kalmasıyla baÅŸladı. Bir zamanlar GüneÅŸ’in ufuk boyunca ÅŸafakta kırmızılar içinden doÄŸuÅŸu, akÅŸam kırmızılar içinde batışı, kadının kanamasıyla, can vermesiyle ve can almasıyla (topraktan geldik, topraÄŸa gideceÄŸiz –Toprak Ana, Ana Tanrıça) iliÅŸkilendiriliyordu. Sonra Ana Tanrıçanın itibarı düÅŸürüldü, kadının kanaması kötülendi ve onun yerini eril tanrı aldı. Bu kanın kötülenmesinin izleri günümüzde kadının elini sıkmayanlarda görülür. Gerekçesi onun kanıyla pislenmemektir. Ne zaman kanadığını bilemeyeceklerine göre, eli asla sıkılmamalıdır. Tabii bu kadar pis bir ÅŸey kötüdür, aÅŸağılanabilir, dövülebilir.

 

Tanrı ile Ana Tanrıçanın yer deÄŸiÅŸtirmesinin temel nedenini Tanrıçanın erkeÄŸe kötü davranması, onu sadece doÄŸurganlığı için kullanması, deÄŸersizleÅŸtirmesi olarak açıklarlar. Yani tahtın kötüye kullanılması... Nitekim erkek tahta oturduÄŸunda aynı ÅŸeyi yaptı, bu defa kadını deÄŸersizleÅŸtirerek intikamını aldı. Bu konularla ilgilenenler artık erkeÄŸin de sonunun geldiÄŸini, ana tanrıçanın geri dönmekte olduÄŸu bir çaÄŸa girdiÄŸimizi söylerler. Ancak bu defa tahtta ikisinin de eÅŸit ağırlığı olacaktır, biri diÄŸerini ezmeyecektir. Ne ilginç, biz bunun bir uygulamasına Türkiye’de eÅŸ baÅŸkanlık sistemi ile ÅŸahit oluyoruz.

 

Eril tanrı egemenliÄŸinin baÅŸlaması doÄŸal olarak yaÅŸamın her alanına sızmıştır, bunun yansımaları astrolojide de görülür. ÖrneÄŸin eski metinlerde bugün eÅŸ-ortak evi olan 7. Ev, aynı zamanda kadının evi olarak geçer. 1. Ev harita sahibini gösterir, onun karşısındaki 7. ev de onun eÅŸini. Harita sahibi doÄŸal olarak erkektir, çünkü kadınların haritaları çıkartılmaz, onlar haritada ancak erkeÄŸin bir “ÅŸey”i (karısı, kardeÅŸi, annesi) olarak görülürler.

 

Bu sembolizmi devam ettirecek olursak, Türkiye’nin 7. evi diÄŸer özelliklerin yanısıra ‘kadın’ı göstermektedir. Günümüzde gökyüzündeki Pluto (yeraltının efendisi) iÅŸte bu 7. evdedir. 

 

Türkiye’de kadın her zaman zor durumdadır. Ana Tanrıçanın toprakları zamanla ataerkil yapıya teslim olmuÅŸtur, ancak bir yandan da annesiyle göbek bağını kesememiÅŸ erkeklerin diyarıdır. Anne önemlidir, kutsaldır, ama genç kadın o annenin rakibidir. Bu karmaşık psikolojik iliÅŸkiyi uzmanlarına bırakıp, astrolojik açıdan ilerleyelim. Zor durumdaki bu kadın son yıllarda giderek daha fazla ÅŸiddet görmeye, taciz edilmeye ve öldürülmeye baÅŸlanmıştır. Åžiddetten ölen kadınların sayısına bir göz attığımızda yıllara göre ÅŸöyle bir artış görüyoruz: 2008 - 61 kadın, 2009 -104 kadın, 2010 -165, 2011 -122, 2012 -139, 2013 -231, 2014 -287 kadın. Bu tabloda özellikle 2013-14 yılları dikkat çekiyor. 2008’deki 61 sayısı, o yıllarda 300’e dayanmış durumda. Åžimdi de Pluto’nun gökyüzündeki hareketine bir göz atalım. Türkiye’nin 7. evi 7 derece OÄŸlak’la baÅŸlıyor. Pluto bu dereceye 2012 yılının başında geliyor, sonra geriliyor. 7. eve tam olarak yerleÅŸmesi 2013 yılını buluyor, sonra ilerleyerek 2014’te Türkiye’nin Pluto’sunun karşısına geçiyor. Bu, her konuda olduÄŸu gibi ‘kadın’ konusunda da büyük bir dönüÅŸümün iÅŸareti oluyor.

 

Pluto yeraltının, cehennemin efendisi, tacizin, sadizmin, manipülasyonun, güç savaÅŸlarının, öl ya da öldür’ün temsilcisidir. Olumlu anlamı ile arıtmayı, biçim deÄŸiÅŸtirmeyi, karanlıklarla yüzleÅŸerek zenginleÅŸmeyi, yeniden doÄŸumu gösterir. Sadece bu basit sembolizmi bile kadınların gökyüzündeki hareketi esnasında tacizle, ÅŸiddetle, ölümle karşı karşıya kalacaklarına iÅŸaret ediyor. Tabii bu noktadaki mücadele sonucunda kadınların kendi güçlerine sahip çıkmaları, bu süreçte kendi hatalarını görmeleri ve bunları dönüÅŸtürmeleri gerekiyor. EÄŸer bu farkındalık geliÅŸmezse ve gerekli ÅŸeyler yapılmazsa, bundan sonra iÅŸler daha da zorlaÅŸabilir.

 

Bu duruma raÄŸmen, kadın konusunda geleceÄŸe olumlu bakılabileceÄŸimiz bazı astrolojik göstergeler mevcut. Venüs’ün Türkiye’nin haritasında güçsüz durumunu hafifleten deliller var. EÄŸlence ve seksin evi, aynı zamanda meydanların ve yaratıcılığın evi. Venüs’ün yanında iÅŸçileri temsil eden evin yöneticisi Jüpiter duruyor. Dolayısıyla, özellikle, emekçi genç kadınların meydanlarda etkili olabileceÄŸini umut edebiliriz. Ancak daha da önemlisi, ilerleyen yıllar içinde güçsüz durumdaki Venüs, 2006 yılında yüceldiÄŸi Balık burcuna ilerledi ve oldukça güç kazandı. Bu güçlenme ilk baÅŸta pek anlaşılmadı, ancak yavaÅŸ yavaÅŸ daha görünür hale geliyor ve ÅŸimdi ülkenin başına doÄŸru ilerliyor. Ve özellikle 2018 yılından sonra beklenmedik geliÅŸmelerle iktidarı bayağı zorlayacak gibi görünüyor.

 

Genç kadınlara kolay gelsin...

 

bottom of page