top of page

TUTULMALAR ORTASINDA

 

Astrolojide, özellikle dünya astrolojisinde, İlkbahar Ekinoksu (21 Mart) ile Güneş ve Ay Tutulmaları çok  önemlidir. Güneş tutulmasının etkisi en az bir yıl, Ay Tutulmasının etkisi ise en az altı ay sürer. Tutulmalar bir şeyin zamanının geldiğini gösteren saat gibi işlev görürler.

 

İlkbahar Ekinoksunda doğaya, takvime göre değil, göre yeni yıl başlar. Eskiden Osmanlı’da 21 Mart günü müneccimbaşı padişaha o yılın takvimini o yılın ahkamı ile birlikte sunarmış. Günümüzde de astrologlar kendi ülkeleri ya da dünyasal olaylarla ilgili öngörülerini İlkbahar Ekinoksu haritasına göre yorumlarlar ve bu yorumlar bizim yılbaşında TV’de izlediklerimizden oldukça farklıdır. Daha ziyade gökyüzündeki hareketleri yazarlar ve bunun sembolik olarak dünyada ne tür sosyal, siyasal, ekonomik ve çevresel hareketlere işaret ettiğini anlatırlar. 

 

Ekinokstan bu yana

Türkiye için 2013 yılı ekinokstan bu yana ilginç bir astrolojik seyir izliyor. Ekinoks gününe, yani Nevruz’a Abdullah Öcalan’ın mektubu damgasını vurdu. Özetle yeni yıla barış çağrısıyla girdik. Ekinoksu izleyen en önemli astrolojik hareket 25 Nisan’daki Ay Tutulmasıydı. Bu tutulma Türkiye’nin Güneş’ini (asıl benliğini) tetikledi ve o gün Kandil’den PKK’nın sınır dışına çekilmesiyle ilgili açıklama geldi. 8 Mayıs’ta çekilmeye başlayacaklarını söylediler. Bu tarih de ilginç, çünkü 10 Mayıs’ta bir Güneş Tutulması olacak. Çekilme tarihi ile tutulma tarihi çakışıyor. Bunu doğal görebiliriz, ne de olsa tutulmalar bir saat gibi işlev görüyorlar, ancak burada saatin biraz hızlı gittiğine şahit oluyoruz. Yani 10 Mayıs olmadan çekilme başlayacak. Bu biraz kaygılandırıcı bir durum. Tutulmalar üzerine yapılan araştırmalar, tutulmadan önce gerçekleşen bir olayın seyrinde beklenmedik durumlar yaşandığını gösteriyor. Bill Meridian 60 yıllık bir araştırmanın ürünü olarak yazdığı The Predictive Power of Eclipse Paths isimli kitabında tutulmadan bir hafta veya on gün önce başlayan şeylerin nadiren planlandığı gibi sonuçlandığını yazıyor. Bu konuda örnek olarak Vietnam’ın bir tutulmadan önce kurulduğunu ve o tutulma hattının ülkenin ortasından geçerek ülkeyi ikiye böldüğünü söylüyor. Nitekim daha sonra Vietnam Kuzey ve Güney olarak ikiye bölündü. 10 Mayıs’taki tutulmanın Uranüs hattı da Türkiye’nin güneydoğusundan geçiyor. Uranüs beklenmedik, ani gelişmelerin, isyanın, başkaldırının ve özgürlüğün temsilcisi olarak bilinir. Bu durumda PKK’nın sınır dışına çekilmesinin planlandığı gibi gelişen ender olaylardan biri olmasını dilemekten başka bir çare görünmüyor. Uranüs Türkiye’nin doğum haritasında dini, yasayı, üniversiteleri gösteren evin yöneticisi ve iktidarı temsil eden yerin yanında duruyor. Burada iktidar, başkanlık ve anayasa bağlantılarını görüyoruz. Ayrıca önümüzdeki dönemde gündeme dinin ve üniversitelerin oturacağını düşünebiliriz.

 

Eğer çekilme süreci planlandığı gibi gelişirse, bir sonraki adımın konunun meclise taşınması olduğunu biliyoruz. Nitekim 10 Mayıs’taki Güneş Tutulması Türkiye’nin parlamentoyu temsil eden evinde gerçekleşiyor ve Türkiye’nin doğum haritasındaki Venüs’e karşıt açı yapıyor. Dolayısıyla “Barış”ın temscilcisi Venüs meclisle uyum içinde görünmüyor.

 

Bir tutulmanın etkisinin en az bir yıl olduğunu yazmıştık. Bununla şunu kastediyoruz. Tutulmanın işaret ettiği olaylar mutlaka tutulma zamanında gerçekleşmezler, hatta daha ziyade kendilerini sonradan gösterirler. Örneğin Mısır’ı etkileyen Aralık ayındaki tutulmanın olayları Şubat ayında yaşanmıştı. Önümüzdeki 10 Mayıs tutulmasından sonra da o noktayı tetikleyecek önemli bir kaç gökyüzü hareketi var. Örneğin kavganın, çatışmanın temslcisi Mars 17 Mayıs’ta bu noktanın üzerine gelecek, daha sonra 2014 Ağustos’unda bu noktanın karşısına, yani Venüs’ün yanına gelecek. O zamana kadar da 2013 Aralık’ından başlayarak Satürn buralarda gezinecek. Satürn engellerin, gecikmelerin, baskının temsilcisi. Ancak bir yandan da yapılanmayı, çaba ile bir şeyleri başarmayı simgeliyor. 2013 Kasım-Aralık aylarında gelişmenin, büyümenin simgesi Jüpiter tutulma noktalarına olumlu bir bakış attığı için, bu konuda iyimser olabiliriz.

 

Geçmişteki Tutulmalar

10 Mayıs’taki Güneş Tutulmasının benzerleri 10 Mayıs 1994 ve 11 Mayıs 1975’te yaşanmış. Bu tutulmaların gerçekleştiği yer Türkiye’nin meclisini, devletin hazinesini, ülkenin servetini, borsayı ve sivil organizasyonları temsil eden ev. 1994 ve 1975 tutulmalarında ülkede devalüasyon olmuş. 4 Nisan 1994 kararları Türkiye’nin en büyük kemer sıkma politakası olarak biliniyor. Devalüasyonun oranı %39.  1975’te ise 1 dolar 15 lira olmuş. 1995’te İstanbul’da Altın Borsası açılmış. Sümerbank özelleştirilmiş. Ekonomik açıdan hareketli dönemler.

 

Yine o yıllarda dikkati çeken bir konu da depremler. 1975’te Lice depremi, 1995’te de Dinar depremi olmuş. 1999 depreminin de bir Güneş Tutulmasının ardından yaşandığını biliyoruz. O tutulmada da aynı nokta tetiklenmişti. Astrolojide bir olayın gerçekleşmesi için sadece bir delil yetmez, en az 3-5 delilin olması gerekir.  Buna rağmen, en azından depreme karşı önlenlerimizi gözden geçirmemizin bir zararı olmaz. Ne de olsa sürekli kapısında deprem olasılığı bulunan bir ülkede yaşıyoruz.

 

Şimdi içinde bulunduğumuz dönemde tutulmalar Boğa-Akrep aksında gerçekleşiyorlar. 10 Mayıs’taki tutulma güney ay düğümünün yanında oluyor. Güney ay düğümü, bir şeyi azaltıcı etkisi olan uğursuz bir nokta kabul edilir. Boğa-Akrep aksı maddi güvenlik ile ruhsal güvenliğin çatışmasını gösterir. Boğa beş duyu ile algılanan fiziksel dünyada sağlam durmaya çalışırken, Akrep sonbaharın dökülen yaprakları altında duran, ileride yeni bir yaşamı başlatacak olan çekirdeği kavramakla meşguldür. Boğa’daki ay düğümü sahip olunan fiziksel güvenliği yitirmeme saptantısına işaret ediyor. Oysa şimdi Akrep sürecinin yaşanması gerekiyor. Yani geçmişle helalleşip, onun yasını tuturak ileride doğacak güneşe doğru ilerlemek gerekiyor.

 

"Günün sonunda önüne geldiğimde yara izlerimi göreceksin ve bileceksin ki yaralandım ama aynı zamanda da iyileşiyorum."  ~ Tagore

 

(c) Barış İlhan

5 Mayıs 2013'de Radikal 2'de yayınlandı

bottom of page