top of page

Meydanlarda Tutulma

 

 Oldukça hareketli bir dönemin ortasındayız. Bunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Ancak bir müneccim olarak tutulmalar mevsimine girdiÄŸimizi, bu hareketin daha da hızlanacağını söylemek gerek. 14 Kasım’da bir GüneÅŸ Tutulması, 28 Kasım’da bir Ay Tutulması yaÅŸayacağız ve bunları 25 Nisan ve 10 Mayıs’taki Tutulmalar izleyecek.

 

Bir yılda ortalama üç tutulma olur, ancak bunlar herkesi ilgilendirmez. Astrolojik açısından bir tutulmanın sizi igilendirmesi için ya tutulmanın yaÅŸadığınız yerden izlenmesi ya da doÄŸum haritanızdaki bazı noktaların bu tutulma ile tetiklenmesi gerekir. Bir tutulmanın etkisi üç ay öncesinden baÅŸlar ve genellikle 2 yıl sürer.  ÖrneÄŸin Aralık 2010’daki Ay Tutulması Mısır’ın GüneÅŸ’ini tetiklemiÅŸti, ardından Mısır Devrimi yaÅŸandı. Aynı tutulma Libya’nın GüneÅŸ’ini de bir kaç derece farkla tetiklemiÅŸti. Libya Devrimi biraz daha geç gerçekleÅŸti.

 

Bunu bir uçurumun kenarına yığılan topraÄŸa benzetebiliriz. Toprak hassas dengede duran bir tepecik oluÅŸturur, üzerine biraz daha eklediÄŸiniz anda tepecik harekete geçerek uçurumdan aÅŸağı dökülür. Bu bazen olması gereken bir ÅŸeydir, önlenmesi mümkün deÄŸildir. Bazen de bunun ufacık bir hamleyle yıkılacağını anladığınız anda durarak bir felaketi önleyebilirsiniz. Ne zaman duracağınızı bilmeye bilgelik deniyor.

 

Türkiye’nin 5. Evi

Astrolojide gezegenlerin simgeledikleri arketiplerin yeryüzünde deneyimlenecekleri alanlara iÅŸaret eden birimler astrolojik evlerdir. Her ev birkaç yaÅŸam alanını temsil eder.  Toplam 12 ev vardır ve bazı doÄŸum haritalarında bunlardan biri özellikle ön plana çıkar. Türkiye’nin haritası da bunlardan biri. On astrolojik gezegenden beÅŸi 5. evde bulunuyor.

 

5. Ev klasik anlamıyla ‘çocuk’ evidir. Aileyi ve babayı simgeleyen 4. evin ardından gelir. Çocuk babanın halefidir, ya da ailenin destekçisidir. Bizim kültürümüz de çocuÄŸu genellikle böyle görür, çok sayıda oÄŸlunun olması iyidir. Kızlar okula gönderilmezler, tarlada çalışarak, koyunlara bakarak ya da evlendirilerek aileye yardım ederler.

 

5. ev çocuk dışında aÅŸkı, spekülasyonları, borsayı, eÄŸlenceyi, sporu, sosyal aktiviteleri, tiyatroyu, sinemayı ve yaratıcı kendini ifadeyi simgeler. Buna göre eÄŸer ülkenin gençleri spora, tiyatroya, sinemaya, eÄŸlence dünyasına ya da diÄŸer yaratıcılıklara saÄŸlıklı biçimde yönelir, orada saÄŸlam çalışmalar yaparlarsa hem mutlu olurlar hem de ülke refaha erer, kalkınır. Her koÅŸulda insanların kendilerini ifade edebilmeleri için özgür olmaları gerekir. Ama Türkiye’de henüz bunlar pek gözlenmiyor.

 

Türkiye’nin 5. evinde bulunan gezegenler Merkür (düÅŸünce, iletiÅŸim, eÄŸitim), Satürn (yapılanma, sınırlar, ölüm), GüneÅŸ (kimlik, kral), Venüs (barış, iÅŸtah ve ÅŸehvani güç ) ve Jüpiter (büyüme, inanç). Merkür Satürn’le yanyana duruyor ve kendisini derin düÅŸünceler ve araÅŸtırmalar yerine karamsar düÅŸünceler ya da düÅŸünce yasakları ÅŸeklinde görüyoruz. Bu birliktelik ayrıca eÄŸitim sistemindeki sorunlara iÅŸaret ediyor.

 

Geri kalan üç gezegen Akrep burcunda bulunuyor. Akrep söz konusu olduÄŸunda hiçbir ÅŸey kolay deÄŸildir. Onun sürecinde mutlaka ölüm, krizler ve kayıplar bulunur. Kendi kimliÄŸini ifade için krizler, barışın tesisi için krizler, büyüme krizleri vb. Burada Venüs özellikle rahatsız bir durumda bulunuyor. Bunu sevgilisini kendisini istemediÄŸi için öldüren insanlar, ensest, cinsel suçlar, 12-13 yaşında evlendirilip dayak yiyen kızlar, töre cinayetleri, ailede ÅŸiddet ÅŸeklinde görüyoruz. Ä°ÅŸtah ölçüsünü kaçırmış biçimde açgözlülüÄŸe dönmüÅŸ durumda. Büyüme konusuna gelince o da sembolik ya da bizzat kanserojen hücrelerin büyümesi, obezite ÅŸeklinde görülüyor. Bugün sık sık dillendirilen ülkenin büyümesi ifadeleri daha ziyade çarşı böreÄŸi gibi. Bünyeyi gerçekten besleyecek bir yapıdan ziyade,  içiboÅŸ, en ufak bir müdahalede sönecek bir büyüme söz konusu.

 

Bu beÅŸ gezegen Türkiye’nin haritasında diÄŸer astrolojik evleri yönetiyorlar ve çeÅŸitli yaÅŸam alanlarını simgeliyorlar. Merkür vatanı, muhalefeti, toprağı, inÅŸaatları, hapishaneleri, hastaneleri, gizli düÅŸmanları; Satürn yabancı ülkeleri, ittifakları, savaÅŸları, açık düÅŸmanları, bankaları, borçları, derin devleti, yeraltı dünyasını, ölümleri, dini kurumları, üniversiteleri, yasaları, anayasayı, ahlâkı, ithalat-ihracatı, turizmi, yayıncılığı; GüneÅŸ ilköÄŸrenimi, öÄŸretmenleri, medyayı, radyoyu, televizyonu, facebook’u, komÅŸu ülkeleri, nakliyatı, ticareti, ulaşımı, ortak dil ya da diller meselesini, yazılı-sözlü ifadeyi; Venüs meclisi, sivil kuruluÅŸları, belediyeleri, ülkenin hazinesini, ülkenin kültür merkezlerini, açık alanları, oyun ve eÄŸlence alanlarını, borsayı, spekülatif giriÅŸimleri; Jüpiter de devleti, baÅŸkanı, baÅŸbakanı, yönetici sınıfı, ülkenin prestijini ve ayrıca iÅŸçileri, saÄŸlığı ve saÄŸlık sektörünü, sosyalist partileri, sendikaları, askerleri, orduyu, ulusal savunmayı temsil ediyor.

 

Ne uzun bir liste deÄŸil mi? Astroloji yıldızlardan hüküm çıkartma sanatı olduÄŸuna göre, düÅŸünün artık buradan bir hükme varmanın zorluÄŸunu. Aslında son zamanlarda yukarıda listelenen hemen her konuda ciddi sorunlar yaÅŸandığına göre, hüküm vermek o kadar da zor deÄŸil. Bir önceki yazımızda  anlatıldığı gibi, Satürn (baskı, sınırlar, ölüm) bir süredir Türkiye’nin 5. evinde ilerliyor ve 5 Ekim’de Akrep’e girdi. 14 Kasım’daki tutulma yine bu evde ve Akrep’te gerçekleÅŸiyor ve tüm bu konularda harekete iÅŸaret ediyor. 28 Kasım’daki tutulma da Tanrı’nın Parmağı isimli bir açı kalıbı oluÅŸturuyor. Bu, içinde hastalık ve ölümleri barındırabilen kadersel olayları gösteren bir kalıp. Görmezden gelinen sorunların bir anda ortaya çıkması gibi iÅŸlev görüyor ve Türkiye’nin askerler, iÅŸçiler, saÄŸlık ve hastane, hapishane, sıkıntı-sorun aksında gerçekleÅŸiyor.

 

Özetle bu tabloya baktığımızda sıkıntıların artacağını ve insanların spor ve eÄŸlence alanları yerine meydanlara (5. ev) yöneleceÄŸini söyleyebiliriz. Mısır’ın GüneÅŸ’i Tahrir Meydanının yöneticisiydi ve o meydan devrime damgasını vurmuÅŸtu. 1976’daki GüneÅŸ Tutulmasının ardından Kanlı Taksim yaÅŸanmıştı.  Günümüzde 29 Ekim’de bir tür meydan savaşı yaÅŸandı. Meydanlar hareketlendi. Tam da bu esnada Taksim Meydan’ının yerle bir edilmesi bir tesadüf mü?

 

(c) Barış İlhan

Radikal 2, 18.11.2012

bottom of page