top of page

KENDÄ°NE GELME DÖNEMÄ°

Barış İlhan -15/06/2014, Radikal 2'deki son yazım

 

Mars’ın glifi yaygın olarak erkeÄŸi temsil eden bir ÅŸekil olarak bilinir. Tarihte Mars’la özdeÅŸleÅŸtirilen tanrılar savaÅŸ, ölüm, fırtına, veba ve katliamın temsilcileri veya ejderhaların katilleridir. Romalılar için Mars, kahramanlığın ve savaÅŸ sanatının sembolüdür. Mart ayının isim kaynağı da Mars’tır. Yılın bu zamanının havası savaÅŸ hazırlıkları ve silahların taşınması için çok elveriÅŸlidir.Åžimdi “Mars nereden çıktı?” diye sorabilirsiniz. Aslında Mars, Türkiye ’de yaÅŸayanlar için çok önemli. Ä°kinci önemli gezegen de Venüs. Ne zaman ülkede üzücü bir olay yaÅŸansa, bilin ki ikisinden biri tetiklenmiÅŸtir. Venüs’ü en son Soma’daki maden ocağı felaketinde deneyimledik. 1999’daki depremde, Hrant Dink cinayetinde ve daha nicelerinde iÅŸ başındaydı. 

 

Mars’ın öyküsü biraz farklı. Onu en çok GüneydoÄŸu’dan bir haber geldiÄŸinde görüyoruz. Aslında Mars Türkiye’nin doÄŸum haritasında iktidarı temsil eden evin karşısında bulunduÄŸu için, her muhalefette devrede olması beklenir, ancak bu ülkede bir bakıma sadece Kürtler gerçek bir muhalefet olduklarına göre, Mars tetiklendiÄŸinde doÄŸuda da bir ÅŸeylerin tetiklenmesi artık vaka-i adiye oldu. Mars’ı son zamanlarda Twitter, Youtube sansürlerinde de gördük. Terazi burcunda geri giderken Türkiye’nin Merkür (haberleÅŸme)-Satürn (kısıtlama) kavuÅŸumunun üzerinden geçerken, yasak geldi. Mars ÅŸimdi ileri gitmeye baÅŸladı, Temmuz’un ortalarında aynı noktaya tekrar gelecek ve belki de yeni bir sansürü tetikleyecek.

 

Mars yaklaşık her iki yılda bir aynı noktaya gelerek, yeni bir döngü baÅŸlatır. 2012’de baÅŸlayan döngü barış sürecini geliÅŸtirdi. Bu süreçte ülkede silahların susmasını, Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin öz yönetim oluÅŸturma mücadelesini ve bu konuda IŞİD ile savaşını, Barzani ile çekiÅŸmelerini, Türkiye’nin bu konulara üstü örtülü müdahalesini izledik. Ülkede durum PKK ile ateÅŸkes açısından, nispeten huzurlu görünüyordu, barış konusunda bir adım atılmıyordu, ama çatışma da olmuyordu. Sonra Mars 2013’ün son günlerinde tekrar bir döngü baÅŸlattı. Bu defa Kürtlerin barış için sabırsızlandıklarını, çözüm sürecine raÄŸmen sınırda duvarların, ilçelerde kalekolların inÅŸasına iyice öfkelendiklerini gördük. Ortam gergindi, ama Mars’ın simgelediÄŸi silah atılmamıştı. Mars geri giderken bir süreliÄŸine sahneden çekilmiÅŸti. Mayıs sonunda ileri gitmeye baÅŸladı ve yavaÅŸ yavaÅŸ ortam ÅŸiddetlendi. Türkiye’nin muhalefet evini yöneten Merkür geri gitmeye baÅŸladığında, Ay Mars’ın üzerine geldi ve silah ateÅŸlendi. Lice’de asker halka ateÅŸ açtı, iki kiÅŸi öldü. Bu nedenle Mars’ın yeni döngüsünün barış açısından hiç de iyi baÅŸlamadığına ÅŸahit olduk.Mars’ın 2012 döngüsü barış sürecindeki ateÅŸkes ile nisbeten sakin geçti, ama bu defa Mars’ı ülkenin bütününe yayılmış bir ÅŸekilde gördük. Döngünün ortasında Gezi patlak verdi, ülkenin bütünü protesto gösterilerine ve çatışmalara sahne oldu. Dört bir yanda çok sayıda insan öldü. O noktada Kürtlerin Gezi’de yer alması ya da almaması üzerine çeÅŸitli tartışmalar oldu. Günümüzde Lice patlak verdi. Åžimdi Türklerin Kürtleri desteklememesi, hatta milliyetçiliÄŸin canlanması deneyimleniyor. Ve Mars hızla gerilimli açılar yapmaya baÅŸlıyor. Temmuz’da Türkiye’nin haritasında gençleri ve meydanları simgeleyen alana yerleÅŸecek ve Akrep burcuna girecek.

 

Temmuz ayı Mars konusunda biraz ilginç, çünkü Ay 6 Temmuz’da Mars’la kavuÅŸacak. Aslında Ay-Mars kavuÅŸumu önemli bir göksel olay deÄŸil, her ay oluyor, ancak bu defa her ikisi de aynı deklinasyonda oldukları için Ay Mars’ı tamamen örtecek. Buna astronomide okültasyon deniyor. Bu durumda, sembolik olarak Mars’ın simgeledikleri iyice vurgulanacak. 2013’te Mars okültasyonu 9 Mayıs’ta gerçekleÅŸmiÅŸti. 10 Mayıs’ta GüneÅŸ Tutulması oldu ve bunu Mayıs sonunda Gezi olayları izledi. 2014’te Mars okültasyonu bir tutulmaya denk gelmiyor. Yani ÅŸiddeti o kadar güçlü olmayabilir. Yine de önümüzdeki aylara dikkat çekiyor.

 

2014 yılında Mars’ın bir döngüsü daha gerçekleÅŸti. Mars Mart ayında Terazi’nin 27 derecesinden geri gitmeye baÅŸladı. GeçmiÅŸte Mars’ın aynı derecelerden ne zaman gerilediÄŸine baktığımızda 1935 yılına ulaşıyoruz, ki bu bize Mars’ın 79 yıllık bir döngüsü olduÄŸunu gösteriyor. Yani Mars 20. yüzyılda sadece o tarihlerde aynı derecelerde geri gitmiÅŸ. Mars’ın bu hareketi esnasında günümüzde olduÄŸu gibi Uranus-Pluto karesi varmış ve Mars bunlarla bir T-kare oluÅŸturmuÅŸ.

 

O dönemde dikkatle analiz edilmesi gereken çeÅŸitli olaylar var, ancak en ilginci Nazi Almanyası ile ilgili. 16 Mart’ta Hitler Versay AnlaÅŸmasının “haksız” maddelerine karşı çıkarak “yeniden silahlanma” modelini ilan etmiÅŸ. Bundan önce zaten Alman ordusu iki yıldır gizliden gizliye büyüyormuÅŸ. 1935 Mart’ında Hitler bunu açıklayacak kadar güçlendiÄŸini düÅŸünüyormuÅŸ. Böylece tüm dünya Nazi Almanyası’nı 2500 savaÅŸ uçağı ve 300 bin askeri olduÄŸunu öÄŸrenmiÅŸ. Hitler 21 Mayıs’ta zorunlu askerlik modelini anons etmiÅŸ, böylece ordu iyice büyümüÅŸ. Mars Terazi’deyken anons edilen silahlanma ve zorunlu askerlik, ilerleyen yıllarda 2. Dünya Savaşına yol açmış.

 

Günümüzde Mars geri giderken yine dünya Nazileri konuÅŸmaya baÅŸladı. Rusya’nın Kırım’ı iÅŸgali üzerine 3. Dünya Savaşı’ndan söz ediliyor. Öte yandan Musul IŞİD tarafından iÅŸgal edildi. Bu, barış sürecini, bölgedeki hassas kırılgan dengeleri çok olumsuz etkileyecek bir geliÅŸme oldu. Herkes alarma geçti. Tüm bunlardan, içinde bulunduÄŸumuz atmosferin 2. Dünya Savaşı’na benzediÄŸini çıkartabiliriz. 

 

Yazımıza Mars’ın savaşın sembolü oluÅŸuyla baÅŸladık. Bu bize saldırganlığı, vahÅŸeti, ölümü çaÄŸrıştırıyor. Öte yandan, çeÅŸitli mitolojilerde yer alan savaÅŸ tanrıları sadece yaÅŸamak için savaÅŸmazlar, aynı zamanda zayıfları koruma içgüdüsüyle hareket ederlerdi. YaÅŸamsal fonksiyonları korudukları kadar ruhun bütünlüÄŸünü de korurlardı. Bu açıdan bakıldığında Mars kendi kimliÄŸimizi ve ruhumuzu korumak için içimizdeki kötülüklerle savaÅŸmanın da simgesidir. Bir insanda Mars dönemi “ruhun bütünlüÄŸü için mücadele” dönemidir. Tabii bunu ülkelere de uyarlayabiliriz. Açıkça görülüyor ki artık kendimize gelmek, kendimizi toplamak zorundayız.“Kendinizi ve kendi haklarınızı baÅŸkalarının haklarına saldırıda bulunmadan savunabilirsiniz.” Robert Alberti

 

http://www.radikal.com.tr/radikal2/kendine_gelme_donemi-1197017

bottom of page