top of page

2013’te Şişmek mi, Büyümek mi?

 

Son yıllarda bu sayfalarda daha önce Jüpiter’den pek bahsetmedik. Satürn, Pluto ve Uranüs’e odaklanmış durumdaydık, çünkü ağır hareket eden bu gezegenlerin döngüleri sahneyi işgal etmişti. Geçmiş yazılara bir göz atarsanız, özellikle 2007 yılından bu yana sahnenin yavaş yavaş nasıl hazırlandığını, aktörlerin nasıl yerlerini aldıklarını ve buna uygun olarak nelerin yaşandığını izleyebilirsiniz. Dekorun geri planında bunlar hâlâ aktif durumdalar, ancak 2013’te sahneye Jüpiter çıkıyor. Jüpiter ağır hareket eden gezegenlerin en hızlısıdır. Güneş çevresindeki turunu 12 yılda tamamlar, Uranüs (84) ve Pluton’unkini (248) düşündüğümüzde, oldukça hızlıdır. Jüpiter’en yakın Satürn’dür (29 yıl), ve bu ikisinin döngüsü dünyadaki sosyal, ekonomik, politik değişim zamanlarını saptamakta kullanılır. Günümüzde deneyimlediğimiz döngü Mayıs 2000’de başlamıştı, 21 Aralık 2020’de bitecek. 2011 yılında döngünün önemli fazlarından biri olan karşıtlık gerçekleşti. Mısır Devrimi ve benzerleri o karşıtlığa denk geliyor. Şimdi bu döngünün, farkına varılan gerçekler sonucunda bazı şeyleri sonlandırma, dönüşüme açık olma ve bu süreçte öğrendiklerimizle bilinçlenme ve bunları iletme aşamasındayız. Bu aşama özellikle Temmuz 2013’te başlayacak. Perde, ancak 2020’den sonra açılmak üzere, yavaş yavaş kapanacak. O zamana kadar sahnedeki aktörler yavaş yavaş yitip gidecekler, bazı şeyler kaybedilecek, bazıları elenecek. Yeni etapta yeni bir formda doğabilmek için, geçmiş geride bırakılacak.

 

Ama önce günümüze dönelim. Astrolojik açıdan gelecek yılın atmosferine bakmak için kış gündönümü haritası kullanılır. Bu haritada Tanrı’nın Parmağı olarak da adlandırılan, bir Yod açı kalıbı oluştu. Parmağın ucunda İkizler burcundaki Jüpiter bulunuyor, dolayısıyla Jüpiter 2013’e damgasını vuruyor. Güneş yüksek öğrenimi, farklı diyarlara yolculukları (burada uzayı), dini, yasaları ve yargıyı temsil eden evde bulunuyor ve o evi Jüpiter yönetiyor. İlginç değil mi? Türkiye’de o esnada uzaya fırlatılacak uydu için ODTÜ’de yapılan törende öğrencilerin protestosu polis tarafında şiddetle önlendi. Türkiye’nin doğum haritasında polisi simgeleyen evin yöneticisi de Jüpiter. Tabii bu arada Satürn’ün de (engel, baskı, kısıtlama) haritada gençleri temsil eden evde hareket ettiğini unutmamak lazım. Demek ki 2013’te gençler meydanda olacaklar ve engellerle karşılaşacaklar. Şimdilik biraz güçsüz olsalar da yılın ortasında güçlenmeleri olası.

 

Kış gündönümü haritasında Koç burcu yükseliyor ve bunun yöneticisi Mars iktidarı simgeleyen evde, tepeye yerleşmiş durumda. Özetle, Türkiye halkı oldukça öfkeli ve 2013’te iktidarı zorlayacak gibi görünüyor. Buna rağmen bu çatışmayı biraz hafifletecek göstergeler mevcut. Haritada iktidarı gösteren Satürn ile Jüpiter arasında 150 derecelik bir açı var. Bu açı astrolojiye sonradan Kepler tarafından eklenmiş bir açı. Genellikle yeniden ayarlamaları gerektiren, yeraltında faaliyet gösteren bir gerilimin işareti ve tetiklendiğinde beklenmedik terslikler, yaralanmalar, rahatsızlıklar ve ölümler olarak deneyimleniyor. Aynı açı Jüpiter’le Pluto arasında da mevcut. Bunlar oldukça patlayıcı gerilimler, ama Satürn’le Pluto bu defa uyumlu durumda. Bu da kontrollü bir girişimle sorunların arıtılabileceğinin, dönüşümün sağlanabileceğinin işareti, ancak önce Jüpiter’le simgelenen sorunların aşılması gerekiyor.

 

Jüpiter astrolojide büyüme, açılma ve genişleme prensibinin simgesi. Bu, organizmanın sağlıklı ve özüne uygun büyümesi için gerekli.  Ancak güçsüz olduğu durumlarda çarpık ve kanserojen büyümeye, şişmeye, yapabileceğinden fazlasını vaat etmeye, kibire, aşırı güvene ve fırsatçılığa işaret eder. Astrolojide Jüpiter’in sınırsız büyümesi Satürn’ün daraltan, sınırlandıran prensibi ile dengelenir. Böylece gereğinde ölçülü açılarak ve gereğinde kapanarak sağlıklı bir gelişim mümkün olur. Son iki yıldır bu ikisi arasında bir uyum olmadığı ve Jüpiter zararda olduğu bir burçta bulunduğu için, simgeledikleri çarpık büyüdü ve şişti. Ya da tam tersine sıkıntılar içinde fazla büyüyemedi. Artık neyin şiştiğini, neyin büyüyemediğini siz düşünün. Jüpiter Türkiye’nin doğum haritasında işçileri, sağlık ve hizmet sektörünü, salgınları, orduyu, polisi, iktidarı, başbakanı, otorite konumundakileri, ülkenin ününü, ünlülerini temsil eden evlerin yöneticisi. Ayrıca dini ve adli kurumları, adalet sistemini, yargıyı, ülkenin refahını simgeliyor. Bu durumda şimdilik bu alanların tümünde bir rahatsızlıktan söz etmek mümkün.  Ancak Haziran’ın sonunda Jüpiter şeref konuğu gibi ağırlanacağı, yüceleceği bir konuma geçecek. İşte o zaman sağlıklı büyüme fırsatı doğacacak. Yani yılın ikinci yarısında atmosferin biraz rahatlaması söz konusu.  Ancak burada da birkaç uyarı gerekiyor. Bir şeref misafiri ağırlandığı ikametgahın tüm kaynakları seferber edilerek ağırlanır, ama oranın sahibi olmadığı için kendi planını dayatamaz. El-Biruni yücelme için kralların tahtına benzediğini söylemiştir. Bir kral da şerefi ve konumu itibariyle her istediğini yapamaz. Bu sembolik açıklamadan hareketle, önümüzdeki dönemde kibire ve sınırsız güvene dikkat ederek, halkın bütünün refahı düşünülerek, onurlu ve yürekli bir kral tarzında kolların sıvanması gerekiyor.  Bu yapılmadığı takdirde hükümet, polis, dini ve adli kurumlar elele bir uyum içinde olacak, ama bu halkın yararına olmayacak. Ona yine meydanlar kalacak.

 

Jüpiter’in simgelediği büyüme prensibi özellikle Ağustos ayında büyük gerilim altında olacak, o zamana kadar büyümenin sağlıklı sınırlar içinde yapılandırılması gerekiyor. Aksi takdirde şişkinlik beklenmedik tersliklerle karşılaşacak. Buna Nisan-Mayıs aylarında Türkiye’nin haritasını etkileyecek olan Ay ve Güneş tutulmalarını da eklersek, sahte büyüme konusunda ne kadar dikkatli olunması gerektiğini anlarız. Bu tutulmalar özellikle meclisi, gençleri, medyayı ve komşu ülkeleri ilgilendiriyor.

 

İşte bu nedenlerle yaralarımızı iyileştirme, geçmişimizi arıtma, hep birlikte refaha ulaşma fırsatını kaçırmamak gerekiyor.

 

Mutlu yıllar...

(c)Barış İlhan

30 Aralık 2012, Radikal 2

bottom of page