JÜPİTER'in NEPTÜN'le DANSI
Barış İlhan -17.9.2015
Jupiter ile Neptün’ün 13 yıllık bir döngüsü vardır. 13 yılda bir, bir burçta bir araya gelirler. Tekrar aynı burçta kavuşmaları ise 166 yıl sürer. Bu ikisinin döngüleri de diğer ağır hareket eden gezegenler gibi “zamanı işaretleyenler” olarak kabul edilirler. Bunu geçmişe doğru bir tarama yaptığımızda da görebiliriz.
Neptün ve Jüpiter yumuşaklık, idealizm, ruhsallık, merhamet, iyilik gibi niteliklerle birlikte düşünülen gezegenler olmalarına rağmen, onların döngülerine denk gelen savaşlar çok dikkat çekici. Bu döngülerde savaşlar ya başlıyor ya da sona eriyorlar. Her döngü gerek dünyada gerekse Türkiye’de önemli olaylara denk geliyor. Aslında bu çok anlaşılır bir şey, çünkü Neptün kaosla bağlantılı bir gezegen, Jüpiter’le birleştiğinde karmaşa artıyor. Her şey alt üst oluyor. Sonra bu toz duman diğer gezegen döngüleri ile yatışıyor.
Bu ikisinin döngülerinde dikkati çeken bir diğer konu da dünyada çeşitli birliklerin kurulması ve anlaşmaların yapılması, Türkiye’nin bu birliklere katılması. Tabii bir de uzaydaki faaliyetler, tıpdaki bazı gelişmeler, depremler ve uçak kazaları ilgi çekici (bunların hepsini listeye alamadım)
Jüpiter-Neptün Döngülerinde Yaşanan Olaylar
Jüpiter ile Neptün 20. yüzyılda şu tarihlerde kavuşum yapmışlardır -1907, 1919-20, 1932, 1945, 1958, 1971, 1984, 1997, 2009
-1907’de La Haye İkinci Barış Konferansı 26 ülkenin katılımıyla yapıldı ve savaş hukuku konusunda kararlar alındı. Osmanlı Hürriyet Cemiyeti, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşti. Fransız mucit Paul Cornu ilk motorlu helikopter'i uçurmayı başardı.
-1919, Mussolini, İtalya'da Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı partisini kurdu. 9 Kasım 1921'de ise Ulusal Faşist Parti kuruldu. Almanya'da Alman İşçi Partisi kuruldu. Bu parti daha sonra "Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi" adını aldı. Paris Barış Konferansı, 1. Dünya Savaşı sonunda, ileride yapılacak Versailles antlaşması, Saint-Germain antlaşması, Neuilly antlaşması, Sevr antlaşmasını oluşturmak üzere toplandı. İzmir Yunanistan Krallığı tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Samsun’a çıktı. Bu yıllar Orta Doğu’da Osmanlı’dan ayrılanların devlet kurma yılları.
-1932’de Almanya'da Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (Naziler) birinci parti oldu. Devamında 2. Dünya Savaşı başladı. Türkiye, Milletler Cemiyeti'ne katıldı.
-1945, Japonya’ya atom bombası atıldı ve 2. Dünya Savaşı bitti. Türkiye San Francisco Konferansı'nda Birleşmiş Milletler kuruluş Antlaşmasını imzaladı. Birleşmiş Milletler kuruldu.
-1958, Avrupa Topluluğu kuruldu. Mısır ve Suriye, Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşti. ABD ilk uzay uydusunu fırlattı
-1971, 12 Mart muhtırası. Diyarbakır’da petrol bulundu.
-1984, Türkiye, Avrupa Konseyi'ne kabul edildi. PKK Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde baskın düzenleyerek silahlı eylemlerine başladı. Uzay adamları Bruce McCandless II ve Robert L. Stewart hiçbir yere bağlı olmaksızın ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi.
-1997, 28 Şubat süreci. MGK laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu sert bir şekilde vurguladı. Daha sonra Başbakan Erbakan istifa etti. Refah Partisi kapatıldı ve ardından yaşanan bir süreçten sonra AKP kuruldu ve iktidara geçti.
-2009, Obama başkan seçildi. Gazze savaşı başladı. İran, ilk kez kendi yapımı Omid (Ümit) adlı iletişim uydusunu uzaya fırlattığını açıkladı. Ay’da ilk kez su bulundu. Başbakan Erdoğan “one minute” diyerek Davos’u terk etti. AB perspektifiyle arasına mesafe koyup reformlar konusunda frene bastı. Dikkati Orta Doğu’ya yönelmeye başladı.
Kısaca özetlenen bu olaylar Jüpiter-Neptün kavuşumlarında yaşanan olaylar. Bu ikisinin döngülerindeki karşıt açılara baktığımızda;
-1914 yılında 1. Dünya savaşını tetikleyen olay olarak Avusturya tahtının veliahtı Arşidük Franz Ferdinand’ın bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesini görüyoruz.
-1926-27’de Amerika'lı Robert H. Goddard sıvı yakıtla ilk füze'yi fırlattı. Birleşik Krallık, Irak ve Türkiye arasında yapılan görüşmeler sonunda Musul Sorunu çözüme kavuşturuldu. Ağrı isyanları (Kürt ayaklanmaları) başladı.
-1939’da Almanya Çekoslavakya’yı, Polonya’yı işgal etti ve 2. Dünya savaşı başladı.
-1952’de Türkiye NATO üyesi oldu. San Fransisko Barış Anlaşması imzalandı ve 2. Dünya Savaşı resmen sona erdi. Fransa, Batı Almanya, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda arasında Avrupa Kömür ve Çelik Birliği kuruldu. Türkiye’de ilk televizyon yayını İTÜ’de gerçekleştirildi.
-1964-65’te Karasuları Kanunu kabul edildi. Türkiye'de ilk ABD karşıtı gösteri yapıldı. Filistin Kurtuluş Örgütü içerisinde yer alan El Fetih, ilk silahlı eylemini gerçekleştirdi. Aleksey Leonov uzayda yürüyen ilk insan oldu.
-1977 Türkiye’nin tamamında öğrenci olaylarının şiddetli olduğu bir dönem. Kanlı 1 Mayıs’ta 39 kişi hayatını yitirdi. Dolar 9. kez devalüe edildi.
-1989-90’da Sovyet-Afgan savaşı sonlandı. Sovyetler Birliği dağıldı. Irak Kuveyt’i işgal etti, ardından Körfez Savaşı başladı. Bulgaristan'daki asimilasyon politikası sonucu Bulgaristan'daki Türkler, Türkiye'ye göç etti. Türkiye’de ilk tüp bebek dünyaya geldi.
-2002-2003’te AKP iktidar oldu. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi kuruldu. Irak Savaşı başladı. Yabancı askerlerini Türkiye’de bulunmasına dair tezkere reddedildi. Türk askerlerinin başına çuval geçirildi. Euro Avrupa’da kullanılmaya başlandı.
Jüpiter-Neptün ile İktidar Bağlantısı
Liste de görüldüğü gibi 12 Mart, 28 Şubat, Ak Partinin iktidar oluşu Jüpiter-Neptün döngüsüne denk geliyor. Bu çok doğal, çünkü Türkiye’nin iktidarı temsil eden evini hem Jüpiter hem de Neptün yönetiyor. Jüpiter ayrıca orduyu temsil eden 6. evin yöneticisi. Bu ikisi son olarak 2009’da Kova burcunda kavuştular. Kova burcu Türkiye’nin dini, yasayı temsil eden 9. evinde bulunuyor, bunun yöneticisi Uranüs de Türkiye’nin tepe noktası (iktidar) ile kavuşuyor. Nitekim 2002’deki döngüyle birlikte dinin temsilcisi AKP iktidara yerleşmiş durumda ve şimdi anayasa değişikliği ile başkanlık sistemine geçmeye çabalıyor.
Günümüzde 2009 yılındaki kavuşumla başlayan döngünün karşıtlığını deneyimliyoruz. Bu karşıtlık kısa sürecek, karşıt açı sadece bir kere, o da bugünlerde yaşanıyor. Bir daha tekrar etmeyecek. Dolayısıyla fazla güçlü değil, ancak Jüpiter öyküsüne Jüpiter-Satürn karesi ile devam edecek. Neptün ise Türkiye’nin Güney Ay Düğümü ile kavuşmuş durumda. Güney Ay Düğümünün azaltıcı, zayıflatıcı bir etkisi vardır. Satürn de reddetmek, kısıtlamak ile bağlantılı bir gezegendir. Dolayısıyla iktidarı temsil eden iki gezegen de baskı altında görülüyor. Jüpiter’in zarar gördüğü ve zararlı olduğu Başak burcunda bulunması da zorluğa zorluk katan bir etkiye işaret ediyor. Bu göksel hareketler bize iktidarın oldukça zorlandığını gösteriyor. Tabii bu zorlanma, zarar verici hareketlerle dışa vurabilir.
Neptün’ün Güney Ay Düğümü ile kavuşması Türkiye’nin geçmişi ile yüzleşeceği önemli bir virajda olduğunu gösteriyor. Bu durumda Jüpiter de Kuzey Ay Düğümü ile kavuşarak, geçmişle hesaplaşmanın dikkatli ve gerçekçi analizlerle yapılması, aksaklıkların tespit edilerek düzeltilmesi sonucunda geleceğe doğru bir adım atılması fırsatını sunuyor. Ancak Başak burcunda olması yanlış adımların atılabileceğinin işareti olarak duruyor. Tabii bu ikisinin karşıtlığı karmaşanın büyüyebileceğinin delili. Aslında karmaşadan korkmamak gerekir, çünkü yeni bir bina yapabilmek için eskisinin yıkılması zorunludur. Önce ortalık toz duman olur, sonra ortalık yatışır ve yeni inşaat başlar. Asıl tehlikeli olan ortalık yatıştıktan sonra her şeyin aynı kaldığını, hiç bir şeyin değişmediğini görmektir. Umarız bu gerilim ve karmaşa daha sağlıklı yeni yapılara vesile olur. Geçmişle geleceğin kesiştiği bu kritik noktada geçmişten özgürleşilerek geleceğe doğru yol alınabilir.
Jüpiter-Neptün ile Medya Bağlantısı
Jüpiter-Neptün karşıtlığının yaşandığı bugün daha güncel bir olay dikkat çekti. Transit Neptün Türkiye’nin yasaları temsil eden 9. evinde, Jüpiter de medyayı temsil eden 3. evinde bulunuyor. Türkiye’nin natal Neptün’ü zaten bu 3. evde yerleşmiştir ve iktidarın yöneticisi olarak medya üzerindeki baskıların göstergesidir. Son dönemlerde 3. evdeki çeşitli transitler bu baskıyı daha da bariz hale getirmiştir. Medya günümüzde ikiye ayrılmış durumdadır ve ağırlıklı olarak iktidarı destekleyen bir medya konumundadır. Artık her olayı (gerçek bilgiye ulaşabilmek için) çok çeşitli kanallardan izlemek zorunlu hale gelmiştir. Aksi takdirde kandırılmak ya da aldanmak (Neptün) çok kolaydır. Öte yandan ülkenin yargı kurumları, iktidarın memuru gibi çalışmaktadırlar (Transit Neptün 9. evde). Hal böyle iken bugün Türkiye’nin dünyada en tanınmış gazetecilerinden birisi hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma başlatılmıştır. Sadece bu bile birlik beraberlik getirmesi umulan Jüpiter-Neptün karşıtlığından bir hayır gelmesinin çok zor olduğunu göstermektedir. Ne diyelim? Merkür’ün geri gideceği bu günlerde, ne dediğinize, nasıl dediğinize dikkat edin... Susun demiyorum, konuşmadan önce iki kere düşünün diyorum...