El-Tusi'den Kopernik'e
Barış İlhan, Radikal 2, 29/06/2008
Nasreddin el-Tusi Türkiye’de pek tanınmaz. Yeni yeni bazı kitapları Türkçe yayınlanmaya baÅŸlandı. Ben el-Tusi ile, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nda astroloji konusunda araÅŸtırma yaparken karşılaÅŸtım. Fatih döneminde açılan medreseyi kurduÄŸu söylenen ünlü astronom Ali KuÅŸçu’nun aynı zamanda bir astrolog olup olmadığını anlamaya çalışırken Ä°stanbul Üniversitesi’nde düzenlenen Ali KuÅŸçu sempozyumuna katıldım ve orada Prof. F. Jamil Ragep’in, Kopernik’in Ä°slam âlimlerinden ne tür alıntılar yaptığını açıklayan bir konuÅŸmasını izledim. Aynı esnada Osmanlı medreselerinde astroloji okutulup okutulmadığını, eÄŸer okutuldu ise hangi kitapların kullanıldığını araÅŸtırırken el-Tusi’nin takvim hazırlanması ve astroloji üzerine yazdığı bir kitaba rastladım. O kitap beni el-Tusi’nin diÄŸer astroloji eserlerine yönlendirdi. Bu yazma eserleri Ä°stanbul Üniversitesi’nden profesörler tercüme ettiler ve ben Mayıs ayında Denver, Colorado’da 1500 kiÅŸinin katıldığı Uluslararası Astroloji Konferansı’nda tarihte ilk defa Batı dünyası astrologlarına sundum. Bu sunum çok yankılandı.
Bu yankının, astroloji dışında, iki nedeni vardı. Batı dünyasında kulaktan dolma bilgiyle genellikle DoÄŸu’da bilim çalışmalarının 11.-12. yüzyıllarda sona erdiÄŸi söylenir. Oysa benim anlattığım dönem 13.-14. yüzyıllardı. Ötesi, 1900’lü yılların başından beri Batı’daki bilim tarihçileri Ä°slam alimlerinin Kopernik’i nasıl etkilediklerini araÅŸtırıyorlardı ve artık neredeyse bütünüyle Kopernik’in buluÅŸuna bu alimlerin neden olduklarını ispatlamışlardı. Ä°ÅŸte Denver’de ben aynı zamanda bu tezi anlattım.
Rasathane inşası
Nasreddin el-Tusi 1201’de Tus, Horasan’da doÄŸdu, 1274’te BaÄŸdat’ta öldü. Tus’tan NiÅŸabur’a giderek felsefe, tıp, astronomi/astroloji ve matematik gibi bilimlerde eÄŸitimini tamamladı, Ä°bni Sina’nın felsefe çalışmalarını inceledi, daha sonra bunlara bir ÅŸerh yazdı ve Ä°slam’da matematik, astronomi ve Ä°bni Sina felsefesinin yeniden canlanmasını saÄŸladı. 20’li yaÅŸlarının sonlarında zorla veya gönüllü Ä°smaililere katıldı ve Alamut kalesinde yaÅŸamaya baÅŸladı. O yıllarda Alamut’un zengin kütüphanesini kullanarak önemli eserler yazdı ve Alamut’un entelektüel yaÅŸamında çok etkin oldu. Kalenin 1256’da MoÄŸollar tarafından kuÅŸatılmasına kadar orada kaldı, daha sonra Hülagû Han’ın danışmanı ve astroloÄŸu oldu. 1259’da Meraga’da bir rasathane inÅŸasına baÅŸladı. Bilim tarihçisi Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı bu dönemi Ä°slam rasathanelerinin zirvesi kabul ediyor.
Sayılı’nın aktardığına göre, rasathanenin kuruluÅŸ giderlerinin yüksekliÄŸini duyan Hülagû Han bu tesisin ne iÅŸe yaradığını sorduÄŸunda, el-Tusi ÅŸöyle yanıtlamış: “Diyelim ki birisine yüksek bir noktadan büyük bir kaya atmasını söylediniz. Bu çok güçlü bir ses çıkartacak ve büyük bir ÅŸeyin yukarıdan düÅŸtüÄŸünü bilmeyen herkesi korkutacaktır. Sadece siz ve emir verdiÄŸiniz adam, kayanın düÅŸeceÄŸini bildiÄŸiniz için, sakin duracaksınız.” Bu öykü, açıkça, rasathanenin amacının astrolojik olduÄŸunu gösteriyor. Ancak muhtemelen el-Tusi’nin bir baÅŸka amacı daha vardı: Ptolemy’nin (Batlamyus) astronomisini eleÅŸtirip düzeltmek.
Astronomideki eski Yunan geleneÄŸinin Ä°slam bilim adamları tarafından eleÅŸtirisi ve yeniden formüle edilme giriÅŸimi Meraga rasathanesinden çok önce baÅŸlamış, 14. yüzyılda zirvesine ulaÅŸmıştı. Rasathanedeki bazı astronomlar reform çalışmalarına rasathanenin kurulmasından evvel baÅŸlamış, muhtemelen rasathaneye de bu nedenle çağırılmışlardı. El-Tusi’nin yanı sıra rasathanenin önde gelen bilim adamları el-Åžirazi, el-Urdi, el-MaÄŸribi’dir.
El-Tusi 1261 yılında yazdığı astronomik baÅŸyapıtında (al-Tadhkira fi’ilm al-hay’a) gezegen hareketleriyle ilgili, Batlamyus’unkinden çok farklı yeni bir model sunmuÅŸtu. Bu modelde döngüsel hareketin lineer harekete dönüÅŸebileceÄŸini ispatlamıştı. Günümüzde Tusi’nin modeli Tusi Couple adıyla biliniyor.
Kopernik’in ihtiyacı
20. yüzyılın ikinci yarısında, o zamana kadarki araÅŸtırmalara dayanarak, çok sayıda bilim tarihçisi Kopernik astronomisinin matematiksel yapısının klasik Yunan eserlerindeki bilgilerle kurulamayacağını ispatlamışlardı. Bu yapıyı kurabilmek için Kopernik’in iki yeni matematik teoremine ihtiyacı vardı ve Kopernik bunları kullandı. Bu iki teorem de ilk defa Meraga rasathanesinin bilim adamları tarafından ortaya atılmıştı. Bunlardan birisi el-Tusi, diÄŸeri de el-Urdi’dir. Teoremlerinin isimleri ise Tusi Couple ve Urdi Lemma’dır.
Tarihçilerin savını destekleyen en büyük delillerden birisi noktaları iÅŸaretlerken Tusi (13. yy) ve Kopernik’in (15. yy) aynı harfleri kullanmış olmalarıdır. Ä°kinci ilginç konu da Kopernik’in bu teoremleri kullanmış olmasına raÄŸmen onların ispatını göstermemiÅŸ olmasıdır. Bu da, teoremleri bir baÅŸka yerden aldığını, kendisinin geliÅŸtirmediÄŸini gösterir. Öyle ki 17. yüzyılda Kepler hocasına yazdığı bir mektupta Kopernik’in bu teoremi niçin ispatlamadığını sorar. Tabii bilim dünyasını meÅŸgul eden konulardan birisi de Kopernik’in bu teoremleri kullanmış olmasına raÄŸmen niçin el-Tusi ve el-Urdi’den bahsetmemiÅŸ olduÄŸudur. Bu konudaki görüÅŸlerden birisi, o dönemde Osmanlı Avrupa kapılarını zorladığı için genelde Ä°slam’a karşı olumsuz bir tavır olduÄŸu, bu koÅŸullar altında Ä°slam âlimlerinden söz etmenin uygun olmayacağı düÅŸüncesidir.
El-Tusi ve el-Urdi’nin Kopernik zamanında Latince’ye çevrilmemiÅŸ olan eserlerinin Kopernik’in eline nasıl geçtiÄŸi ayrı bir araÅŸtırma konusudur. Bir teoriye göre bu eserler önce Trabzon’a, sonra Konstantinapol’e, oradan da Ä°talya’ya geçti. Hatta el-Tusi’nin eserinin, Ä°talya’da o dönemlerde yazılmış Latince bir kopyası bulundu.
Neticede, Meraga rasathanesinin bilim adamları sadece matematik ve astronomide orijinal çalışmalar yapmakla kalmamışlar, aynı zamanda Kopernik sisteminin temellerini inÅŸa etmiÅŸlerdi. Öyle ki, eÄŸer bir de Dünya ile GüneÅŸ’in yerlerini deÄŸiÅŸtirselerdi Kopernik devrimini onlar yapacaklardı. Zaten bazı çevrelerde onların bu baÅŸarıları “Meraga Okulu devrimi” veya “Rönesanstan önceki bilimsel Rönesans” olarak anılır.