top of page

DUVAR YERÄ°NE KÖPRÜ ya da BARIÅž Ä°ÇÄ°N SAVAÅž

 

Dünya Barış Günü BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in kararıyla 21 Eylül’de kutlanıyor. 21 Eylül astrolojide Terazi burcunun baÅŸladığı gündür. Terazi barışın, adaletin ve uyumun burcu olarak bilinir. Bunu biraz astronomisi ile birlikte açıklamakta yarar var.

 

Astrolojik sembolizmin kalbinde mevsimler yatar. Dünyadan görüldüÄŸü haliyle, bir yıl içinde GüneÅŸ’in dört hareketi mevsimleri doÄŸurur, bu mevsimlerden de burçlar doÄŸar. GüneÅŸin dört mevsimi doÄŸuran dört hareketi ilkbahar-sonbahar ekinoksları ve yaz-kış gündönümleridir. 21 Mart’ta gündüzle gece eÅŸitlenir ve günler uzamaya baÅŸlar. Bu nedenle o güne nevruz, yani “yeni gün” denir. Bu, güneÅŸin ışığının ve ısısının, psikolojik anlamda da ‘ben’in, egonun güçlenmeye baÅŸladığı zamandır. Ä°lkbaharla birlikte doÄŸa canlanır. Bunu 21 Haziran’da günlerin en uzun olduÄŸu yaz gündönümü izler. Yaz mevsiminin iyice sabitlendiÄŸi, doÄŸanın kuruduÄŸu AÄŸustos ayı Aslan burcunun ayıdır. Aslan doÄŸal olarak egonun zirvesindeki kralın burcudur. Oysa bu esnada günler yavaÅŸ yavaÅŸ kısalmakta, GüneÅŸ’in ısısı ve ışığı azalmaktadır. Yani sembolik ve psikoloji  anlamda ÅŸiÅŸmiÅŸ egonun biraz sönmesi gerekir. Nitekim Aslan’ı mütevaziliÄŸin burcu BaÅŸak izler.

 

21 Eylül’de tekrar gündüzle gece eÅŸitlenir, ancak bu defa gündüz kısalmaya, gece uzamaya, GüneÅŸ de yeraltına doÄŸru yolculuÄŸuna baÅŸlayacaktır. Sembolik olarak bu dönemde ego,  yani ‘ben’ egemenliÄŸini yitirir, karşısına bir ‘sen’ çıkar. Bu bir bakıma ölüm sürecidir. Artık benim isteklerimin tek başına bir hükmü kalmaz. Karşıdakini de hesaba katmak zorunda kalırım. Bu bakış açısıyla Terazi burcu gerçekte barışın, adaletin ve uyumun deÄŸil, karşıtları uzlaÅŸtırma sürecinin burcudur ve doÄŸal olarak bünyesinde mücadeleyi barındırır.

 

Terazi burcunun glifine baktığımızda çeÅŸitli anlamlar görebiliriz. Glif batan bir güneÅŸi (kendi isteklerini geri çekebilmeyi), terazinin iki kefesini (eÅŸitliÄŸi saÄŸlayabilmeyi) ya da iki kıyıyı birleÅŸtiren bir köprüyü (karşıtların el sıkışmasını) andırmaktadır.

 

Karşıtların uzlaÅŸtırılması doÄŸal olarak karşıtların bütün isteklerinin gerçekleÅŸmemesini içerir. Terazi’nin bir tür ölüm süreci olduÄŸunu düÅŸündüÄŸümüzde, uzlaşı sürecinde bir takım kayıpların olması doÄŸaldır. Sonuçtan her iki taraf da bütünüyle memnun olmayabilir, ancak hedeflenen barış için bilinçli bir ÅŸekilde ortaklaÅŸa çalışmak gerekir. Zaten Terazi burcunun doÄŸası da pasif deÄŸil dinamiktir. Eril ve inisiyatif alabilen bir enerjiyi simgeler. Bu özelliÄŸi ile barış için savaÅŸabilir.

 

Barışı tesis edebilmek oldukça zorlu bir süreç olduÄŸu için insanlar genellikle barış istediklerini söylemelerine raÄŸmen, barış için mücadele edemezler. Kopmak, ayrılmak, boÅŸanmak daha kolay gelir. Kendilerinin haksızlığa uÄŸradıklarını düÅŸünmeye devam ederler.

 

Semra Somerman geçenlerde bir yazısında Norveçli sosyolog Johan Galtung’un (Oslo’da Uluslararası Barış AraÅŸtırmaları Enstitüsü ile barış dergisi Transcend’in kurucusu) Ä°stanbul’daki bir konuÅŸmasından aklında kalanları yazmıştı. Galtung özetle ÅŸöyle demiÅŸ:

 

“SavaÅŸan tarafları biraraya getirip anlaÅŸmalarını saÄŸlamak için ‘geçmiÅŸte ne oldu’, ‘kim haklı’ konularına girdiÄŸiniz zaman iÅŸin içinden çıkamazsınız. Her bir tarafın o kadar çok ‘adil nedeni’, hatırlatacak sayısız ÅŸiddet olayı-acı vardır ki... Ama ÅŸöyle sorsanız: On-on beÅŸ yıl sonra, nasıl bir ülkede yaÅŸamak istersiniz?” “Çocuklarınız büyümesini arzuladığınız ortamı tarif eder misiniz?” “Ä°ÅŸte o an hayat durur: Taraflar bir an susar, sonra, her biri kendi hayalini anlatır. Ama bunlar öylesine birbirine benzer ki: Çocukların parklarda, bahçelerde, sokaklarda, sularda özgürce gülüp oynayıp okuduÄŸu, silahların olmadığı, herkesin kendi uÄŸraşında, sevdiÄŸi iÅŸi yaptığı bir dünya.”

 

Galtung’a göre geçmiÅŸle hesaplaÅŸma ile barış yapılacak ortam tamamen ayrıştırılmalıymış, çünkü barış ortamında, ön-kabuller, kırmızı çizgiler olamaz; pazarlık yapılmazmış. Buna göre Terazi burcu prensibiyle, taraflar ortak çözüm için, eÅŸitler olarak, birlikte çalışmak zorunda kalıyorlar. Bunu kuÅŸkusuz yaÅŸamımızdaki kiÅŸisel durumlara da uyarlayabiliriz.

 

Türkiye ve Terazi burcu

 

Terazi burcunun uzun uzadıya anlatılma nedeni bu prensiplerin Türkiye’nin doÄŸum haritasını çok ilgilendirmesi. Daha önceki yazılarda da sık sık iÅŸlendiÄŸi gibi, Türkiye’nin vatanı simgeleyen yerinde Mars (savaÅŸ) Terazi (barış) burcunda bulunuyor ve 1-2 yıl bu nokta Uranüs (isyan-devrim)-Pluto (ölüm-dönüÅŸüm) karesi (direnç) sayesinde sık tetiklenecek. Bir önceki yazıda ilk tetiklenmenin Temmuz ayının ortalarında olacağını ve bunun savaÅŸ, çatışma konularında yeni bir döngü baÅŸlatacağını yazmıştık. Bu bir bakıma artık sorunlarla daha farklı mücadele edebileceÄŸimizin, barışı saÄŸlayabileceÄŸimizin iÅŸaretini de gönderiyordu. Gerçekten de Temmuz’dan sonra çatışma biçim deÄŸiÅŸtirdi, ancak barışa doÄŸru deÄŸil, daha geniÅŸ bir alan doÄŸru yöneldi. PKK kavgasını cephe savaşına döndürmeye çalıştı. Bu giriÅŸime verilen tepki de barışa yönelik görünmediÄŸi için önümüzdeki döngüden ÅŸimdilik bir hayır beklemek olanaksız görülüyor.

 

Uranüs-Pluto karesi 2015’e kadar yedi kere tekrarlanacak. Ä°lki 24 Haziran’daydı. Sınav geçilemedi. Ä°kinci kare 19 Eylül’de. Bunun ardından Eylül sonunda GüneÅŸ Mars’ın (savaÅŸ) Akrep’teki (Türkiye’nin burcu) yolculuÄŸuna katılarak, peÅŸpeÅŸe hassas noktaları tetikleyerek karanlık ve zorlu sulara doÄŸru ilerleyecek. Bu yolculukta güç savaşını bırakmaktan, çaresizliÄŸe teslim olup, ortak çözüm için, eÅŸitler olarak, birlikte çalışmaktan, araya duvarlar yerine köprüler inÅŸa etmekten baÅŸka çare görünmüyor.

“Barış zorla muhafaza edilemez; sadece anlayışlılıkla baÅŸarılır.” -Albert Einstein

 

Barış İlhan

16.9.2012'de Radikal2'de yayınlandı

bottom of page